39,1096$% 0.02
44,6039€% 0.88
52,9663£% 0.4
4.170,05%0,90
3.317,91%0,94
9.170,56%-0,08
30 Nisan 2025 Çarşamba
16 yıl sonra Kocaelispor’un yeniden Süper Lig’de. Cümle kısa ama arkasında koca bir şehrin, kuşaklar arası bir tutkunun, tribünlerin susmayan çığlığının, sanayinin gölgesinde top koşturan çocukların hayali yatıyor. Bu sadece bir şampiyonluk değil. Bu, bir diriliş hikâyesi. Kocaelispor’un küllerinden yeniden doğduğu anın adıdır bu başarı.
Ama şampiyonluk kupasının parıltısı geçici. Gerçek mücadele şimdi başlıyor. Süper Lig, sadece yetenekle değil, stratejiyle, vizyonla, doğru teknik adamla ve sağlam bir kadro yapılanmasıyla yürünmesi gereken zorlu bir yoldur. İşte tam bu noktada gözler, Kocaelispor başkanı Recep Durul’a çevrilmiş durumda.
Durul’un ilk açıklamaları, hayal satan değil, hedef gösteren türden. “İlk hedef ligde kalmak değil, Avrupa’ya gitmek” dediğinde, bu şehrin gençlerine cesaret, camiaya ise meydan okuma verdi. Süper Lig’in maliyetini 1 milyar TL olarak öngören başkan, çoktan transfer çalışmalarına başlamış durumda. Peki ya teknik direktör?
Şampiyonluğun mimarlarından İsmet Taşdemir’in geleceği hâlâ belirsiz. Taşdemir’in, maç sonu yaptığı “Güven hissetmezsem kalmam” açıklaması, yönetimle arasında hâlâ çözülmemiş bazı dengelerin olduğunu gösteriyor. Başkan Durul’un henüz kendisiyle yüz yüze görüşmemesi, camiada “Yeni teknik direktör mü aranıyor?” sorularını beraberinde getiriyor.
Peki doğru hamle ne olur?
İsmet Taşdemir, kulübü iyi tanıyor, oyuncularla uyumu yüksek ve takımı Süper Lig’e taşıyan sistemin mimarı. Ancak Süper Lig, başka bir kulvar. Bazen eski başarılar, yeni hedeflerin yükünü taşıyamaz. Eğer kulüp Avrupa hedefiyle yola çıkacaksa, güçlü bir teknik direktör tercihi kaçınılmaz olur. Bu isim Taşdemir de olabilir, Avrupa tecrübesi olan başka bir isim de. Mesele, kulübün vizyonuna uygun cesur ve kararlı bir karar alınması.
Kocaelispor taraftarı ise yılların acısını unutmuş değil. Onlar için başarı kadar önemli olan, kulübün şeffaf yönetilmesi, alınan kararların camiaya anlatılması. Çünkü bu şehir, geçmişte çok kırıldı. Sahipsizlik duygusu, kulübü amatör liglerin eşiğine kadar sürükledi. Bugün ulaşılan seviye, o yüzden yalnızca sportif değil, toplumsal bir iyileşmenin de sonucu.
Şimdi gözler hem yönetimde hem de sahada. Bu sezon yalnızca futbol konuşulmayacak. Alınacak her karar, atılacak her adım, Kocaelispor’un sadece bu yılını değil, gelecek on yılını belirleyecek.
Kocaelispor, artık sadece geçmişin anısı değil, geleceğin gerçeği olmak üzere. Süper Lig’e hoş geldin Körfez’in çocukları. Şimdi göz kamaştırma zamanı.
Kocaelispor, Sakaryaspor karşısında 3-1’lik net bir galibiyet alarak hem taraftarlarını mest etti hem de Marmara Derbisi’nin gücünü sahaya yansıttı. Bu zaferin arkasında sadece oyuncuların müthiş mücadelesi değil, aynı zamanda Teknik Direktör İsmail Taşdemir’in oyun zekası, doğru hamleleri ve stratejik yaklaşımı vardı. Kocaelispor’un oyununu yönlendiren ve skoru belirleyen en önemli faktörlerden biri kesinlikle Taşdemir’in taktikseldi.
Takımın Moralini Yükselten Hamleler
Maçın başında Kocaelispor, Sakaryaspor karşısında oldukça baskılı bir oyun sergilemesine rağmen, pozisyonlar bulmakta zorlanıyordu. Birçok derbi gibi, her iki takım da bir yandan rakibini araştırırken bir yandan da risk almayı istemedi. Ancak Taşdemir, hemen ilk yarıda teknik anlamda çok kritik bir hamle yaptı. Oyunun temposunu yükseltmeye karar veren Taşdemir, takımını daha önde oynamaya ve topu daha hızlı hareket ettirmeye teşvik etti.
Kocaelispor, bu strateji sayesinde, Sakaryaspor’un defans hattını zor durumda bırakmaya başladı. Bu değişiklik, özellikle ikinci yarıda meyvelerini vermeye başladı. 55. dakikada Ahmet’in attığı gol, Taşdemir’in bu yüksek tempolu oyun stratejisinin ne kadar doğru bir karar olduğunu kanıtladı.
Oyun Taktiklerinde Değişiklikler
Kocaelispor, defansta güçlü kalmakla birlikte, orta sahadaki agresifliği artırarak rakip takımın oyun kurmasına engel oldu. Bu, özellikle Sakaryaspor’un en etkili oyuncusu Batuhan’ın top almasını zorlaştırdı ve Sakaryaspor’un oyun sisteminin işlemesini engelledi.
Sakaryaspor’un ilk golüyle iyice yükselen tansiyonu soğutmak için Taşdemir’in yaptığı değişiklikler bir kez daha dikkat çekti. Orta sahada topa sahip olma konusunda daha fazla üstünlük kuran Kocaelispor, bunu daha iyi değerlendirerek kontra ataklarla rakip kaleye hızlıca yüklenmeye başladı.
Kontra Ataklarla Maçı Koparan Kocaelispor
Kocaelispor’un üçüncü golü, Taşdemir’in oyun planının zirveye çıktığı andı. Bu gol, sadece Kocaelispor’un galibiyetini pekiştirmekle kalmadı, aynı zamanda Taşdemir’in karşılaşmayı tamamen kontrol altına alma stratejisinin bir simgesiydi. Sakaryaspor’un tüm hatlarıyla risk aldığı bir anda, Kocaelispor hızlı bir şekilde topu taşıyarak, savunma arkasına sarkan oyuncusu ile üçüncü golü buldu. Bu tür bir pozisyonda, her zaman yapılacak doğru değişiklikler ve oyuncu yerleştirmeleri galibiyeti belirler. Taşdemir bu alanda da ne kadar deneyimli ve stratejik bir teknik direktör olduğunu bir kez daha gösterdi.
Taşdemir’in Mental Gücü ve Yönetim Yeteneği
Bir teknik direktörün sadece taktikte değil, aynı zamanda oyuncularının moralini nasıl yükselteceği de çok önemlidir. Kocaelispor’un oyununda sadece fiziksel değil, aynı zamanda mental bir üstünlük de vardı. Taşdemir’in oyuncularına olan güveni, maçı her an kontrol altında tutmalarına yardımcı oldu. Özellikle devre arasında yaptığı motivasyon konuşmalarının etkisi, Kocaelispor’un ikinci yarıdaki üstün performansına doğrudan yansıdı.
Takım, maç boyunca disiplinden kopmadı ve özellikle maçın son bölümlerinde, geriye yaslanmak yerine topu kazandıktan sonra hızlı hücumlarla gol aradı. Bu disiplinli oyun, Taşdemir’in liderliğinde sahaya yansıyan bir başarıydı.
Sonuç: Taşdemir’in Zaferi
Kocaelispor’un Sakaryaspor’a karşı gösterdiği bu galibiyet, sadece futbolcuların mücadelesiyle değil, aynı zamanda Teknik Direktör İsmet Taşdemir’in zekice hamleleriyle de taçlandırıldı. Taşdemir, maçın her anında doğru yerlerde doğru değişikliklerle oyunun kaderini belirledi. Sahada takımının oyununu yönlendiren, hem taktiksel hem de mental açıdan oyuncularına rehberlik eden Taşdemir, bu zaferle hem Kocaelispor taraftarlarının hem de futbol camiasının gönlünde taht kurdu.
Kocaelispor, bu zaferle sadece 3 puan kazanmakla kalmadı, aynı zamanda takımın teknik direktörüne olan güveni bir kez daha pekiştirdi. Taşdemir, futbol zekâsı ve liderlik vasıflarıyla, Kocaelispor’u sadece bir galibiyetten fazlasına götürmüş oldu. Bu galibiyet, futbolun sadece oyuncularla değil, teknik adamların da ön planda olduğu bir oyun olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Kocaelispor, Ankara Keçiörengücü’nü 1-0 yenerek Süper Lig’e yükselme yolundaki mücadelede önemli bir adım atmış ve ilk yarıyı 41 puanla lider olarak tamamlamayı başarmıştır. Bu başarı, kulüp için tarihi bir anı ifade etse de, birkaç açıdan eleştirilebilir yönleri de bulunmaktadır. Kocaelispor’un ligdeki liderliği, yalnızca skora bakarak değerlendirilebilecek bir başarı değil; aynı zamanda bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için gereken bir dizi stratejik hamleyi de gerektiriyor.
Liderliğe rağmen, Kocaelispor’un hücum hattı hala çok verimli değil. Bu sezon oynanan maçlarda, galibiyetlerinin çoğu tek gollü skorlarla sonuçlandı. Bu durum, takımın defansif anlamda sağlam bir yapıya sahip olmasına rağmen hücumda ne kadar zorlandığını gösteriyor. Keçiörengücü gibi kısıtlı kadro yapısına sahip bir rakip karşısında bile gol bulmanın bu kadar zor olması, Kocaelispor’un uzun vadede Süper Lig’de kalıcı olabilmesi adına büyük bir uyarı işareti. Hücum hattındaki yetersizlik, Kocaelispor’un zorlu rakiplerle karşılaştığında daha ciddi sıkıntılar yaşayabileceğinin bir göstergesi olabilir.
Kocaelispor, savunmada önemli bir güvence oluşturuyor ve bu yönüyle ligin ilk yarısının en iyi defansif performanslarından birini sergiledi. Ancak, bu güçlü savunma hattının yanı sıra hücumda da benzer bir sertlik ve ciddiyet göstermeleri gerekecek. Savunma direncinin, ligde uzun süre mücadele edebilmek için yeterli olup olmayacağına dair kaygılar, takımın ofansif gücünü artırmaya yönelik adımlar atmaları gerektiğini işaret ediyor. Keçiörengücü gibi karşısındaki takımlara karşı bile zorlanmak, ilerleyen maçlarda tecrübeli ve hücumda etkili rakiplere karşı daha fazla zorlanabileceklerini düşündürüyor.
İlk yarıda liderlik koltuğunda olmalarına rağmen, Kocaelispor’un kadro derinliği de hala sorgulanabilir. Bu kadar önemli bir başarıyı yakalarken, bazı oyuncuların performansları belirleyici oluyorsa, bu oyuncuların yaşanacak olası sakatlıklar veya cezalar nedeniyle takımdan uzak kalması durumunda, Kocaelispor’un nasıl bir reaksiyon vereceği sorusu gündeme geliyor. Bu noktada, hem teknik heyetin hem de yönetimin, kadro derinliğini artırmaya yönelik stratejiler geliştirmesi, ligin ikinci yarısına daha güçlü bir şekilde girmeleri için büyük önem taşıyor.
Kocaelispor’un liderlik koltuğunda olması, bu kulüp için büyük bir motivasyon kaynağı olabilir. Ancak, önümüzdeki haftalar için bu başarının devamlılığını sağlamak için daha güçlü bir oyun planı, hücum varyasyonları ve oyun disiplinine ihtiyaç duyulacak. Süper Lig’deki takımlar, çok daha tecrübeli ve kadro derinlikleri açısından Kocaelispor’dan bir adım önde olabilir. Bu nedenle, Kocaelispor yönetiminin ve teknik ekibinin, transfer dönemini iyi değerlendirip kadroyu güçlendirmeleri, oyuncu gelişimini sürdürebilmeleri için kritik bir öncelik olmalı.
Kocaelispor’un liderliği, aynı zamanda üstüne bir baskı da getirecek. Diğer takımların, özellikle Süper Lig’de daha büyük kulüplerin, liderlikteki bu kulübü yakalamak için gösterdiği çabalar ve Kocaelispor’un üzerindeki bu baskı, takımı psikolojik olarak zorlayabilir. Liderlik koltuğunun yükü, bir takım için büyük bir sorumluluk olmasına rağmen, bu sorumluluğu taşıyabilmek için oyuncuların mental olarak da sağlam olmaları gerekmektedir.
Kocaelispor’un 41 puanla liderlik koltuğunda yer alması, kulüp için tarihi bir başarı olsa da, bu başarının sürdürülebilir olabilmesi için birkaç alanda önemli adımlar atılması gerektiği aşikâr. Hücum gücünü artırmak, kadro derinliğini sağlamlaştırmak ve savunmanın yanında ofansif anlamda da güçlü bir performans sergilemek, Kocaelispor’un Süper Lig yolundaki başarısının anahtarı olacak. Ancak, kulüp bu noktada sadece mevcut durumuyla yetinmemeli, gelecek için sağlam bir vizyon belirlemeli ve o vizyon doğrultusunda hareket etmelidir.
Lige kötü başlangıç yaptıktan sonra Altay maçı ile beraber iyi bir seri yakalamıştık ama içerde Erzurum ve Gençlerbirliği maçlarında kaybettiğimiz maalesef 4 puan sonrası çok kritik bir maça çıkacaktık.
Maç öncesi Göztepe takımı değilde tribün baskısından çekiniyordum haklı da çıktım.
Maç öncesi stada giderken her köşe başında Göztepe taraftarı ellerinde alkol şişeleri Kocaelispor camiasına ağıza alınmayacak küfürler daha sokak başlarında başlamıştı.
Stada girdiğimizde sokaktan farksız bir tablo yoktu. Bu zamana kadar Göztepe camiasıyla ne bir sürtüşmemiz oldu. Ne bir camialar arasında tatsızlık oldu.
Buna rağmen Bursa’da Sakarya’da veya farklı stadlar da yemediğimiz küfürleri Göztepe’de yedik. Maçın önünden maçın sonuna kadar aralıksız küfür ettiler.
Bu küfürlere bizim takımımız sahaya çıkıp aslanlar gibi mücadele edip gereken cevabı verdi. Keza Hodri Meydan grubu ne rakibe uydu ne onlarına küfürlerine kulak astı 90 dakika susmadılar.
O gün İzmir’de olmayanlara şunu da belirtmek isterim maçtan sonra hem biz basın mensupların hem taraftarlarımıza staddan çıkmadığımız için aralıksız 1 saat son ses Göztepe marşı dinlettiler. Yönetimden 1 kişinin çıkıp bu terbiyesizliği yapan kişilere gereken cevabı vermesini isterdim.
Artık yönetim kurulumuz gereken cevabı 2.yarı oynanacak maç sonrası aynı şekilde gerekli cevabı verir diye düşünüyorum.
Maç için çok yazılacak bir şey yok Ertuğrul Sağlam’ın önderliğinde aslanlar gibi mücadele ettiler. Rakibin hem tribünlerine hem takımına gereken cevabı sahada verdiler.
Buradan bir konuyu da belirtmem gerekirse Kocaelispor Basını gerçekten çok farklı 20 kişilik bir basın grubu İzmir’de Kocaelispor’u takip etti. Bu sayı 4 büyüklerin maçlarında bile olmayabilir.
Gerçekten ne takım hem taraftar hem basın hem şehir olarak havaya girdik. Bu saatten sonra iş artık taraftarda Çorum maçında o stadı doldurup bu takıma gereken desteği vereceklerinden yana bir şüphem yok
Son olarak bu kadar güzel şeylerden sonra bugün açıklanan kararlar sonrası Kocaelispor tribünlerine yine ceza verildiğine dair Tff’de kararlar açıklandı. Erzurum maçında ortada hiçbir şey yokken bütün tribünleri kapatan TFF yaklaşık 8 bin taraftara ceza veren TFF
Göztepe maçında 90 dakika küfür karşılık Göztepe tribünlerine sadece 3 blok kapatma cezası vermiş.
Göztepe maçında görev yapan temsilci ve gözlemci kulaklarını küfürlere tıkamış olmalı ki bütün tribünlerin ceza alması gerekirken sadece 3 blok cezası vermişler.
Kocaeli şehrinin ve camiasının ahı sizin üstünüzde olacak. Sizin ayak oyunlarınıza karşı Kocaelispor camiası gereken cevabı hem sahada hem tribünde verecek..
Sevilen sayılan bir insan vefat edince ilk haftalarda bir şeyler yazılır sonra yavaş yavaş unutulmaya başlarlar o süreçten sonra geride kalanlara zorlu süreç başlar…
Böyle durumlarda yazması da zor konuşması da hele ki kaleme aldığınız kişi sevdiğiniz bir isimse saatlerce ekrana bakıp 2 kelime bile yazamazsınız.İşte Yalçın Kıldıran öyle biriydi günlerdir yazmak isteyip de yazamadığım saatlerce boş boş ekrana bakıp eski günleri gözümün önüne getirdiğim isimdi.Başa dönecek olursak 90 yılların Kocaelispor efsanesi sahalarda esiyordu. Şu anda bile o kadroyu ezbere saydığımız isimler resmen Kocaelispor ile fırtınalar estiriyordu.Hepsini ayrı ayrı seviyordum Melih abi olsun , Turan abi olsun , Faruk abi olsun , Tuncay abi olsun , Alper abi olsun hepsi benim için kahraman isimlerdi ama Yalçın abi Değirmendere’de komşu olmamız nedeniyle onun yeri hepsinden ayrıydı.Kimse bilmez aslında karlı bir Bursa maçında İzmit’de dili boğazına kaçmıştı o gün ölümden dönmüştü.Allah onu eşi Neşe abla ve kızı Dilaraya bağışlamıştı. Sonra bir Avrupa maçında çok ciddi sakatlık geçirdi ama onun karakterinde pes etmek yoktu.Yılmadı her zaman çalıştı, her zaman mücadele etti. Kocaelispor’un efsane kadrosunda her zaman yer aldı. Pes etmedi çabaladı Tavşanlı’da doğmuş olmasına rağmen o azmi hırsı mücadeleci ruhu onu Kocaelispor’un efsanesi yaptı. İzmit onu ayrı sevdi Kocaelispor camiası onu ayrı sahiplendi.
Futbola veda ettikten sonra yine çabaladı çalıştı. Teknik direktör oldu. Kocaelispor Süper Genç Kadrosuyla inanılmaz işler çıkarttı. Futbolcuğunda nasılsa teknik adam olarak da aynıydı hırslıydı okul hayatım sürerken ekibine aldı. Futbol takımı ve teknik heyet arasında köprü vazifesini verdi. Aynı zamanda basın işlerine bakıyordum.İnanılmaz bir aileydik o 2 sene boyunca çok şeyler yaşadık iyi oldu kötü oldu ama 1 kere bile aile ortamından dışarı bir şey çıkmadı bunu başaran isim Yalçın Kıldıran’dı Kocaelispor için çok büyük şanstı.
Onun yetiştirdiği ekip 2 sene üst üste inanılmaz işler ortaya çıkardı. O kadro olduğu gibi A takıma çıkarılsa Kocaelispor ne 3.lig’e düşer ne de zorlu süreçler yaşardı.
Çok kırıldı çok yıpratıldı. Onun ruhunda pes etmek yoktu ama Kocaelispor futbol kulübünde hangi başkan olursa olsun onun kulüpte görev alması gerekiyordu. Maalesef bizim camiamızda aidiyet duygumuz olmadığı için gereken yapılmadı. Sahip çıkılmadı.Yaşadığı onca sıkıntıya rağmen her zaman güldü her zaman pozitif oldu.Şu anda artık tek isteğim Kocaelispor camiasında ve çok sevdiği Değirmendere’de adının yaşatılması. Bunu hak eden birisiydi.Son olarak eşi Neşe ablaya ve kızı Dilara’ya Allahtan sabır diliyorum. Bizler yaşadığımız sürece Yalçın abinin aziz hatırası her zaman yaşayacak onu her zaman hatırlayacağız hiçbir zaman unutmayacağız
Mekanın cennet kabrin nur dolsun Seni Çok Seviyoruz YALÇIN KILDIRAN…