Sükûnet

Balıkesir'i deplasmanda rahat yendik akabinde Bucaspor karşısında 2 penaltı ve çokça gol kaçırdığımız maçın ardından içeride Pazarspor ve 1461 Trabzon maçlarında berabere kaldık. Fethiye'yi deplasmanda 1-0 yenip Adıyaman maçını ise hükmen galip geçtik. Gelinen noktada hala 3 puan farkla en yakın rakibimiz Van'ın önünde liderliğimizi sürdürüyoruz. Ancak taraftarla teknik direktör Fırat Gül'ün arası tamamiyle açılmış durumda. Hatta kentte Fırat Gül'ü isteyenlerin sayısı 1 elin parmaklarını geçmez desek yeridir. Fırat Gül'ün hep söylediği bir şey var geçen sene "en başarılı teknik adam benim ve bu takım hala lider." Aslında haksız da sayılmaz. Oynattığı futbolun da çok kötü olduğunu söyleyemeyiz. Beklerin oyunun içine girdiği, bol bol pozisyona giren modern bir takım profili var önümüzde ancak girilen pozisyon sayısıyla elde edilen skorlar ve puan tablosu birbirini tutmuyor burada suç aslında yine kendisinin. Her basın toplantısında maç değerlendirmesini yaparken takımın çokça pozisyona girdiğinden bahsediyor ancak kendisi de farkındadır ki o top kale çizgisini geçmedikçe yani skor alınmadıkça bunun bir anlamı kalmıyor. Kendi yarattığı kredinin de sonuna geldi. Kendisinin saha içinde yapmak istediklerini anlamakla beraber bazı anlarda ise anlamak için Fırat Gül gibi düşünmenin de yetmeyeceğini düşünüyorum. Örneğin doldur-boşalt'a dönen maçta santrafor çıkarıp santrafor alması yani çift santrafora dönmemesi, bazı anlarda kanat forvetlerin oyundan alınıp normal tarzda kanat oyuncularının oyuna dahil edilmesi gibi gibi...

Sonuç itibariyle Hodri Meydan taraftarlar derneği ve Kocaelispor yönetimi de karşı karşıya geldi. Aslında bu tarz durumları Türk futbolunda çok görmüşüzdür. 3 büyük diye lanse edilen 3 büyütülmüş camialarda bile bu durumlar görülmüştür. Gelinen bu kaotik ortamın faydaları ve zararları var. En büyük zararı ise şampiyonluktan olmak ya da bir üst lige çıkamamak. Faydası ise daha sıkı bir şekilde takıma sarılmaya başlar herkes. Futbolcularda ise çürük elmalar ayıklanır. Baskıyı kaldıramayan oyuncular gelecek senelerde de hiçbir şekilde kadronun içinde olmaz. 

Tahmin ediyorum ki Zonguldak Kömür ve Van maçları birçok şeyi belirleyecektir. Bu 2 maçın kayıpsız geçilmesi durumunda dolu tribünler önünde şehir şampiyon takımı desteklemeye gelecektir. Yönetimin ise Fırat Gül'ü gönderip İzmitli bir teknik adamı takımın başına getirmesi ve o hocanın gemiyi limana yanaştırmasını sağlaması daha mantıklı bir iş olacaktır. Çünkü Fırat Gül'ün kendisinin de ifade ettiği gibi; bu takım onla veya onsuz şampiyon olacak. Kadro kalitesi bu ligin üzerinde bu açıdan değerlendirme yaparsak, kendisine emekleri için teşekkür etmek çok daha sağlıklı olacaktır. Çünkü geçen seneden beri herkes, gerek hocaya gerek yönetime karşı tepkili. Küsmüş insanların sayısı da bir hayli fazla. Yönetimin gelecek maçlar için seferberlik oluşturup şehri şampiyonluk havasına sokması gerekmektedir. Taraftarlar derneği ile karşı karşıya gelen yönetimin bu durumun şimdilik üstünü örtmesi gerekmekte. Taraftara ihtiyaç duyulan bir süreçte taraftarla zıtlaşılması da oldukça mantıksız. Tarafları ve camiayı "Sükûnet"e davet ediyorum. Öyle ya da böyle bu takım çıkacak bazı şeylerin sezon sonuna bırakılması gerekir. Kocaelispor'un itici gücü taraftarıdır. Taraftarın da silkelenerek eskiden olduğu gibi gerekirse maçları kendisinin alması gerektiğini düşünüyorum. Sahada futbolcu oynamasa da taraftar o golü atar ve son düdüğe kadar destekler. Geçmişte taraftar birçok maç almıştır. Sahaya çıkan rakipler sahada 11 futbolcudan çok daha fazlasını görmüştür.

Bu arada taraftarımızdan yoksun olacağımız Zonguldak maçını, şehrin belirli bir yerinde ekran kurarak taraftarlarımızın izlemesinin yolu açılmalıdır. Aynı zamanda gelecek haftalarda bilet fiyatlarında da biraz indirime gidilmesi şart.