Şampiyon Reaksiyonu

Deplasmanda Sarıyer'le karşılaşan Kocaelispor "şampiyon takım" reaksiyonu vererek 3-0 geriye düştüğü maçı 3-3'e getirdi ve 1 puandan da çok fazlasını aldı.

Yola düşüp soluğu Sarıyer'de aldık. Maç öncesi kimle görüşsek galibiyet beklentisi vardı. Ben de 2-1,3-1 gibi bir skorla kazanmayı bekliyordum. Aslına bakarsak futbolcular da galibiyet alacaklarını düşünüyorlardır. Fakat daha 16.saniyede yediğimiz golle maça 1-0 yenik başladık. Mehmet Taş'ın kaybettiği top sonucu sol kanattan gelen Sarıyer golü buldu, ikinci golde de Mehmet Taş'ın pası kısa kaldı kaleci Gökhan penaltı yapmak durumunda kaldı... Geçtiğimiz sezonun sonunda büyük karakter koyarak mücadele eden,emek veren kaptan Mehmet Taş'ın bu sene bu kadar dağınık olmasını eminim kimse beklemiyordur. Kapasitesi ve yetenekleri yüksek bunu da defalarca ispatlamış bir oyuncunun bu kadar oyundan kopuk görüntü sergilemesi tamamen mental olarak iyi durumda olmadığının ispatıdır. Bu konuda da hoca ve taraftarın üstüne büyük bir yük düşüyor. Bu takımın çok değerli bir oyuncusu olan Mehmet'in bir an önce kendini toplayıp performansının standartlarını yakalaması gerektiğini düşünüyorum.

Maça tekrar dönecek olursak; ilk yarının bitimine 8 dakika kala elle oynadığımız gerekçesiyle bir penaltı daha kullanan Sarıyer adeta maçı kazandığını sandı. Skorun verdiği rahatlıkla oyunu soğutan, zaman zaman skor özgüveniyle kontrolsüz ve şuursuzca hücum etmeye çalışan Sarıyer'i ağır bir şekilde cezalandırdık. Ancak oyun anlamında gerçekten kötüydük. Bireysel hatalar skora etki edebilir ancak ilk yarıdaki Kocaelispor görüntüsü, futboldan biraz anlayan herkesin sahaya bile çıkartmak istemeyeceği bir takımın görüntüsü niteliğindeydi. İkinci yarıda ise şampiyon takım reaksiyonu verildi. Bu ligde 20 takım var bu reaksiyonu gösterebilecek takım sayısı ise en fazla 3 olur. Çünkü hiç kolay değil bitti denilen maçtan puan çıkarmak... Hatta biraz daha vakit olsaydı bu maç 3-4 bile bitebilirdi. Gösterilen bu reaksiyon aynı zamanda takım olma adına da çok önemli. Takım olabilen, birlikte hareket edebilen, birbirinin açıklarını kapatabilen takımlar ancak bu tavrı gösterebilir. İkinci yarıda oyun anlamında çok bir gelişim sağlamadık yine bloklar arası sıkıntı vardı ancak sahada olan 11 oyuncunun 11'i de hedefe kitlenmiş bir görüntü çizdi. Özellikle çokça eleştirilen Samed Ali'nin gol atması da bir hayli önemliydi. İnanıyorum diğer haftalarda da goller atmaya devam edecek. Tek bir oyuncu değil birçok oyuncudan faydalanacağız bu sene nitekim Fırat hoca da bunu defalarca söyledi. Ancak Fırat hocaya söyleyecek birçok sözüm var...

Topa sahip olmak demek yan pas ve geri pas yapmak demek midir hocam? Bir önceki maçlarda da çok fazla gördük evet cesur bir futbol oynuyoruz ama oyun kurmaya çalışırken çok fazla yan pas ve geri pas yapıyoruz. Daha dikine oynamak gerekli ve bloklar arası kopukluk göze çok batıyor. Topu kanatlara aktaramadığımızda oyun kurmakta da güçlük çekiyoruz. Serik maçından sonraki basın toplantısında iç saha maçlarında rakiplerin daha kapanarak oynadığını söylemişti Fırat Gül. Kubilay,Cihat,Tayfun ortasahasını iç saha maçlarında denemek gerekir. Buca maçında farklı bir şekilde kazanacağımızı düşünüyorum bu takımın potansiyeli var ama hala daha potansiyeli gösterebilmiş değiliz. Umarım Buca maçıyla iyi bir ivme yakalarız.

Nezaket Önemli !

Maç sonu basın toplantı odası olmadığı için doğal olarak maçın temsilcisinden kimse toplantı için talepte bulunmadı. Ama birçok basın emekçisi maç sonunda Fırat hocadan özellikle de geri çevrilen bir maç sonrası birkaç cümle duymak adına bekledi. TV41'den Selim Abi röportaj için kamerasını dahi hazırlamıştı ki Fırat Gül'ün "morali bozuk olduğu" gerekçesiyle gelmeyeceği iletildi, haliyle herkes tepkiyle karşıladı. İlk yarıda felaket oynayan ikinci yarıda ise iyi bir reaksiyonla 3-3'lük skoru yakalayan bir takımın hocası niye birkaç cümle de olsa demeç vermekten kaçınır?! Böyle bir maçtan sonra açıklama yapılmayacaksa hangi maçtan sonra basının dolayısıyla kamuoyunun karşısına çıkılır?! Fırat hocanın nezaketen de olsa gelip "bugün oynanan oyundan memnun değilim,anlayışınız için teşekkür ediyorum" cümlesi veya başka kuracağı bir cümle ona ne kaybettirirdi? Süperlig'de olsak kendisi yine ulusal yayıncı kuruluşun yayınlarına da çıkmayacak mıydı?! Bu tarz tavırlar Fırat hocaya eksi yazar, profesyonellikle de bağdaşmadığını düşünüyorum.